Fransız palavralarına katlanmak zordur.
- It's hard to endure the boastings of the French.
Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın.
- You have to endure a lot of hardships in life.
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
- Can she endure a long trip?
Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı.
- Tom closed his eyes tightly and endured the pain.
Keith Richards' popularity endured for decades.