to continue in the same state without perishing; to last; to remain

listen to the pronunciation of to continue in the same state without perishing; to last; to remain
Englisch - Türkisch

Definition von to continue in the same state without perishing; to last; to remain im Englisch Türkisch wörterbuch

endure
{f} dayanmak
endure
katlanmak

Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır. - To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.

Fransız palavralarına katlanmak zordur. - It's hard to endure the boastings of the French.

endure
tahammül etmek
endure
{f} sürmek
endure
{f} sabretmek
endure
kaldırmak
endure
acıya katlanmak
endure
sebat etmek
endure
dayan

Bu köprü uzun süre dayanamaz. - This bridge will not endure long.

Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar. - The refugees endured the 18-hour walk across the desert.

endure
uzun süre etkisini ve gücünü korumak
endure
uzun süre dayanmak
endure
çekmek
endure
{f} dişini sıkmak
endure
kal/katlan
endure
{f} var olmak
endure
{f} devam etmek
endure
{f} durmak
Englisch - Englisch
endure
to continue in the same state without perishing; to last; to remain
Favoriten