to contend; to strive violently; to fight

listen to the pronunciation of to contend; to strive violently; to fight
Englisch - Türkisch

Definition von to contend; to strive violently; to fight im Englisch Türkisch wörterbuch

war
{i} harp

O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı. - He was head of America's Naval War College.

war
savaş

Savaş, insanlık dışı bir suçtur. - War is a crime against humanity.

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi. - While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.

war
mücadele

Sonuna kadar mücadeleye devam edilecekti. - The war would be fought to the end.

Bu politikacı küresel ısınmayla mücadele için yeşil vergi önerdi. - This politician proposed a green tax to fight global warming.

war
savaşmak

Bush Orta Asya petrolünü kontrol etmek için savaşmak istemiyor. - Bush doesn't want to make wars in order to control Central Asian oil.

Savaşmak istiyorsa bir savaşı var. - If she wants a war, she's got a war.

war
kavga
war
{i} savaş, harp, muharebe
war
{f} düşman olmak
war
{f} (ile) savaşmak, mücadele etmek
war
(Askeri) HARP: İki veya daha çok muhasım kuvvet arasında yapılan ve birbirlerine siyasi emellerini kabul ettirme maksadı güden silahlı çatışma
war
savaşım
war
{f} (against/with)
war
muharebe etmek
war
{i} uğraşma
war
war crime savaş suçu
war
çatışma

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir. - The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez. - Losing a battle doesn't mean losing the war!

war
war cloud savaş bulutu
war
harp etmek
Englisch - Englisch
war
to contend; to strive violently; to fight
Favoriten