Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.
- The number of students who were late for school was much smaller than I had expected.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Fadıl en kötüsünü beklemek ve planlamak zorundaydı.
- Fadil had to expect and plan for the worst.
Umduğumdan daha uzun beklemek zorunda kaldım.
- I had to wait a lot longer than I expected I'd have to.