Onlar Tom'u kelepçelemeye çalıştı.
- They tried to handcuff Tom.
Biraz heyecan arıyordum bu yüzden kelepçeleri getirmeye karar verdim.
- I was looking for some excitement so I decided to bring the handcuffs.
Polis memuru Tom'a kelepçe taktı.
- The police officer put handcuffs on Tom.