Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Ben onun caz müziği sevdiğini biliyorum.
- I know he likes jazz music.
Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
- The social problems of the day tend to be more and more complicated.
O meseleleri daha karmaşık hale getirecek.
- That'll complicate matters more.
Onun yokluğu konuyu zorlaştırmaktadır.
- His being absent complicates matters.
Tüm bunlarla hayatımı zorlaştırmak istemiyorum!
- I don't want to complicate my life with all that!
Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu?
- When did it get so complicated?
Herkesin hayatı muğlak.
- Everybody's life is complicated.
How poor, how rich, how abject, how august, / How complicate, how wonderful, is Man!.
The DA has made every effort to complicate me in the scandal.
... main interest of this building lies in its which these complicate with arab ...