Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Proje tamamlamak için 2000 adam-sat gerektiriyor.
- The project will require 2000 man-hours to complete.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı.
- Sami told cops a complete fake story.
Tam cümleler istiyoruz.
- We want complete sentences.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
- Tom worked all day and was completely worn out.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Çabucak bu resmi tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Numarayı tamamıyle unuttum.
- I completely forgot the number.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Binanın iskeleti artık tamamlandı.
- The frame of the building is now complete.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
- The New Tokaido Line was completed in 1964.
Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.
- The new railway is not completed yet.
Televizyon ve gazeteler tamamlayıcı rol oynuyorlar.
- Television and newspapers play complementary roles.
Tam geçişsiz fiiller ne tümleç ne de nesne alır.
- A complete intransitive verb takes neither complement nor object.
He completed the assignment on time.
I feel like a total idiot.
- I feel like a complete idiot.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.
... thing that is Turing Complete has a different set of rules for when users and owners get ...
... A COMPLETE FOOL OF MYSELF IN FRONT OF DEREK. ...