Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to complain, lament

listen to the pronunciation of to complain, lament
Englisch - Türkisch

Definition von to complain, lament im Englisch Türkisch wörterbuch

mean
{f} demek istemek
mean
{i} orta

Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez. - This does not mean that they have nothing in common with other peoples.

Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil. - Tom doesn't have a mean bone in his body.

mean
{i} ortalama

Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil. - Tom doesn't have a mean bone in his body.

mean
{f} ifade etmek

Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi. - When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.

mean
What do you mean by it? Ne demek istiyorsu
mean
{s} kötü (davranış); kötü davranan; zalim, acımasız
mean
süfli
mean
vasat
mean
kötü (davranış)
mean
cimri

Yaşlı adam göründüğü kadar cimri değildi. - The old man was not as mean as he looked.

Tom her zaman Mary'ye karşı cimriydi. - Tom was always mean to Mary.

mean
{s} adi, aşağı, bayağı
mean
{s} orantılı
mean
bayağı
mean
{s} kılıksız
mean
(Askeri) ORTALAMA (DAĞITIM İÇİN)
mean
(Tıp) Orta, vasat, ortam
mean
{f} demeye gelmek
mean
{s} eli sıkı
to lament
figan etmek
to lament
ağlaşmak
Englisch - Englisch
mean
to lament
bemoan
To lament
deplore
to complain, lament
Favoriten