O çocuk dizginlemek zorunda. - That child has to be restrained.
O çocuk dizginlemek zorunda.
That child has to be restrained.
Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı. - Dan tried to intimidate Linda.
Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı.
Dan tried to intimidate Linda.
Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok. - It's no use trying to intimidate me.
Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok.
It's no use trying to intimidate me.