to come to pass; to happen; to occur

listen to the pronunciation of to come to pass; to happen; to occur
Englisch - Türkisch

Definition von to come to pass; to happen; to occur im Englisch Türkisch wörterbuch

betide
haber ver
betide
olmak
betide
başına gelmek
betide
{f} -e alamet olmak: It betides good. O hayra alamet
betide
ol
betide
{f} (birinin) başına gelmek: Woe betide them! Başlarına taş yağsın!
betide
f başına gelmek
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu. - Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.

Evime gelmek için zahmet etmeyin. - Don't bother to come to my house.

Englisch - Englisch
betide
to come to pass; to happen; to occur
Favoriten