İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
İşini bitirdikten birkaç dakika sonra, o yatmaya gitti.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
- Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Son rötuşları ekleyeceğim.
- I'll add the finishing touches.
Tom tabloya birkaç son rötuşları ekledi.
- Tom added a few finishing touches to the painting.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.
Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.
- Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.