Uzaklığı belirlemek zor.
- It is hard to determine the distance.
Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
- To determine its origin, we must go back to the middle ages.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.