Karar vermek sana kalmış.
- It's up to you to decide.
Karar vermek size kalmış.
- It's for you to decide.
İşinden ayrılmaya karar verdi.
- She decided to quit her job.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.
- Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.