Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.
- It was awesome to meet you in real life!
Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
- Meg was happy about meeting Tom again.
O seninle tanışmak istiyor.
- He wants to meet you.
Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.
- I really would like to meet another Esperantist some day...
Yarın atletik yarışmaya katılmamız gerekiyor.
- We are supposed to take part in the athletic meet tomorrow.
Atletik yarışma gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The athletic meet was put off until next week.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Sana rastlamak ne güzel. Ben bir karıncayiyenim.
- Pleased to meet you. I am an anteater.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
- It's rare to meet nice people like you.
Biz şirketimizin atletizm karşılamasına katıldık.
- We participated in the athletic meet of our company.
Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.
- I've been anxious to meet you.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Paris'te onunla buluşma şansım vardı.
- I had a chance to meet him in Paris.