Geri gelmek istersen, anlarım.
- If you want to come back, I'll understand.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Boston'a dönmek istiyoruz.
- We want to come back to Boston.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
- I have to return this book to the library today.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Buraya geri gelmek istiyorum.
- I want to come back here.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Bir daha asla buraya geri dönmek istemiyorum.
- I don't want to come back here ever again.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede geri gel.
- Please come back as soon as possible.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
... used to say I never should come back to work sweeter ...
... But let's come back to something the president ' I agree on, which is the ' the key task ...