Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- We are cut from the same cloth.
O bir yarda kumaş satın aldı.
- She bought a yard of cloth.
Bandaj yapmak için bezi doğradı.
- She cut up the cloth to make bandages.
Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?
- Why don't you polish the shoes with this cloth?
Masaya bir örtü serdi.
- She spread a cloth over the table.
Onlar masaya örtü örttüler.
- They covered the table with a cloth.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.