O cinayetle suçlanıyor.
- He is accused of murder.
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
Yakınlarını kayırmakla itham ediliyor.
- She was accused for nepotism.
Tom haksız yere suçla itham edildi.
- Tom was unjustly accused of the crime.
Birini bir şeyle suçlamadan önce çok emin olsan iyi olur.
- You'd better be very sure before you accuse Tom of anything.
Sanık, hakkındaki iki suçlamadan beraat etti.
- The accused was acquitted on two of the charges.