Kahve lekesini çıkarmak zordu.
- The coffee stain was difficult to remove.
Cümleyi favorilerinizden çıkarmak için siyah kalp butonuna basın.
- To remove a sentence from your list of favorites, click on the black heart icon.
Sadece herhangi bir şüpheyi ortadan kaldırmak için, artık ailemle birlikte yaşıyorum.
- Just to remove any doubt, I no longer live with my parents.
Bulaşıkları masadan kaldırdı.
- She removed the dishes from the table.
Kağıtları masadan kaldırdı.
- She removed the papers from the desk.
Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.
- Stow away carefully the clothes you removed.
Eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.
- You must remove your shoes before entering a house.
Shortly after this, my father removed, and settled in the same county, about ten miles above Greenville.