to cease to exist, either actually or for the time being

listen to the pronunciation of to cease to exist, either actually or for the time being
Englisch - Türkisch

Definition von to cease to exist, either actually or for the time being im Englisch Türkisch wörterbuch

disappear
gözden kaybolmak

Tom gözden kaybolmak istiyor. - Tom wants to disappear.

disappear
yok olmak
disappear
{f} ortadan kaybolmak

Ortadan kaybolmak zorundasın. - You have to disappear.

Ortadan kaybolmak istedim. - I wanted to disappear.

disappear
{f} kaybolmak

Ortadan kaybolmak zorundasın. - You have to disappear.

Ben her şeyi ve herkesi unutmak, kaybolmak ve terk etmek istiyorum. - I want to leave, disappear, forget everything and everyone.

disappear
gözden kaybol

Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu. - To my amazement, it disappeared in an instant.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş. - The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.

disappear
{f} ortadan kaybolmak: My pen has
disappear
{f} unutulup gitmek
disappear
{f} yok olmak: Too many forests have disappeared. Pek çok orman yok oldu
disappear
uçmak
disappear
zail olmak
disappear
ortadan kalkmak
disappear
görünmez olmak
disappear
ortalıktan kaybolmak
disappear
kayıplara karışmak
disappear
yok ol

Küçük aile çiftlikleri yok oluyorlardı. - Small family farms were disappearing.

Dağdaki tüm kar yok olmuştu. - All the snow on the mountain has disappeared.

disappear
kaybolma

Sis saat on civarında kaybolmaya başladı. - The fog began to disappear around ten o'clock.

Ortadan kaybolmak zorundasın. - You have to disappear.

Englisch - Englisch
disappear
to cease to exist, either actually or for the time being
Favoriten