Bill ve John çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to talk.
Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.
- You will soon get used to eating Japanese food.
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
- I'm getting used to eating alone.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
- Tom opened the trunk to get the spare tire.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
- We've got to get Tom out of here.
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
- You'd better hurry up if you want to get home before dark.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
- Mother was busy getting ready for dinner.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
- It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Hemen başlamak istiyorum.
- I'd like to get started right away.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.