to cause to be done quickly

listen to the pronunciation of to cause to be done quickly
Englisch - Türkisch

Definition von to cause to be done quickly im Englisch Türkisch wörterbuch

hurry
{f} acele etmek

Gerçekten acele etmek zorundayız. - We've really got to hurry.

Üzgünüm, ama acele etmek zorundayım. Bunu detaylı açıklamak için vaktim yok. - Sorry, but I have to hurry. I have no time to explain this in detail.

hurry
{i} acele

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın. - Hurry up, or you will be late for the last train.

Acele et. Okula geç kalacaksın. - Hurry up. You'll be late for school.

hurry
{i} telaş

Misafirlerimiz bir telaş içindeler. - Our guests are in a hurry.

Tom ve Mary okula gitmek için telaş içindeydiler. - Tom and Mary were in a hurry to get to school.

cause to be
neden olmak
hurry
ivedilenmek
hurry
ivmek
hurry
çabuklaştırmak
cause to be
neden ol
hurry
acele ettirmek
hurry
aceleyle gitmek/göndermek
hurry
acele ile göndermek
hurry
{f} acele et

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın. - Hurry up, or you will be late for the last train.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın. - Hurry up, or you'll miss the train.

hurry
hurr telaşlan/telaşlandır
hurry
(fiil) acele etmek, hızlandırmak, aceleye getirmek, acele ettirmek, sıkıştırmak, çabuk olmak
hurry
{ü} hızlan

İşi hızlandırmak zorunda kaldım. - I had to hurry the work.

hurry
telâşla
hurry
{f} aceleyle götürmek/getirmek
hurry
{f} aceleye getirmek
Englisch - Englisch
hurry
to cause to be done quickly

    Silbentrennung

    to cause to be done quick·ly

    Türkische aussprache

    tı kôz tı bi dʌn kwîkli

    Aussprache

    /tə ˈkôz tə bē ˈdən ˈkwəklē/ /tə ˈkɔːz tə biː ˈdʌn ˈkwɪkliː/
Favoriten