Gizliden mal ihraç etmeye devam ettiler.
- They continued to export goods secretly.
Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı.
- Tom couldn't figure out how to export JPEG files.
Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.
- The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes.
Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.
- Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.
ABD'nin Çin'e ihraç ettiği başlıca ürün soya fasülyesiydi.
- The top U.S. export to China was soybeans.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
İhracat işi iyi yapılmıyor.
- The export business isn't doing well.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Ne ihraç etmek istiyorsunuz?
- What would you like to export?
Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.
- Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.