O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
- They would capture as many people as possible.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Tekrar yakalanmayı göze alamam.
- I can't risk getting captured again.
Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
- Tom was afraid of being captured by the enemy.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
- We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.
- The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.
Senin düşman tarafından esir alındığını düşündük.
- We thought you'd been captured by the enemy.
Tom düşman tarafından esir alındı.
- Tom has been captured by the enemy.
the English language has inspired linguists to design an array of different models attempting to systematize and encapture its various manifestations.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... necessarily capture the value of the nascent Internet. ...
... does affect capture rates and so forth. ...