Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
Sakin olmak zorundasın.
- You have to calm down.
Sami sakin olmak zorunda.
- Sami has to calm down.
Sakin olmak zorundasın.
- You have to calm down.
Bir içkinin beni sakinleştirmeye yardımcı olacağını düşünüyorum.
- I think a drink would help me calm down.
Sanırım çantamda biraz sakinleştirici var.
- I guess I have some tranquilizers in my bag.
Tom sakinleştirici bir dart tarafından vuruldu.
- Tom was hit by a tranquilizer dart.
Calm down before you hurt somebody.