to calm, quiet, appease, silence, distil

listen to the pronunciation of to calm, quiet, appease, silence, distil
Englisch - Türkisch

Definition von to calm, quiet, appease, silence, distil im Englisch Türkisch wörterbuch

still
hareketsiz

Hareketsiz yatman gerekiyor. - You need to lie still.

Tamamen hareketsiz dur. - Stay absolutely still.

still
hâlâ

Merhaba? Hâlâ burada mısın? - Hello? Are you still here?

Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı. - If it hadn't been for you, he would still be alive.

still
buna rağmen

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var. - All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim. - She has a lot of faults. Still, I like her.

still
{i} içki fabrikası
still
{i} sükunet
still
{f} sakinleşmek
still
(İnşaat) durgun, duran, hala
still
durgunlaşmak
still
amma
still
damıtma aygıtı
still
akıntısız
still
durgun,fa.hala: adj.hareketsiz
still
sessizlik
still
{s} köpüksüz (şarap)
still
{s} rüzgârsız; esintisiz
still
bağ. bununla beraber, bununla birlikte: I'm sorry about this. Still, I'm sure that in the end it's for the best. Üzgünüm. Bununla beraber
still
daima
still
(sıfat) durgun, hareketsiz, sakin, sessiz, köpüksüz
still
{s} köpüksüz
Englisch - Englisch
{v} still
to calm, quiet, appease, silence, distil
Favoriten