Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
- His speech did not accord with his feelings.
Geleneğe göre, gelin uyumlu olmalıdır.
- According to custom, the bride should be compliant.
Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.
- In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions.
Biz silah azaltma konusunda onlarla anlaşmak istiyoruz.
- We hope to come to an accord with them about arms reduction.
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
- His speech did not accord with his feelings.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.
- I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.
But Satyrane forth stepping, did them stay // And with faire treatie pacifide their ire, // Then when they were accorded from the fray.