to be undetermined or uncertain; to be in suspense; to linger; to be delayed

listen to the pronunciation of to be undetermined or uncertain; to be in suspense; to linger; to be delayed
Englisch - Türkisch

Definition von to be undetermined or uncertain; to be in suspense; to linger; to be delayed im Englisch Türkisch wörterbuch

hang
asmak

Tom ceketini asmak için dolabı açtı. - Tom opened the closet to hang up his coat.

Onu, nereye asmak istiyorsun. - Where do you want to hang it.

hang
{i} manâ
hang
(Bilgisayar) asılı

Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı. - There was a lamp hanging above the table.

Tom'un Mary'ye ait duvarında asılı birkaç fotoğrafı vardı. - Tom had several photos of Mary hanging on his wall.

hang
asılmak
hang
{f} bağlanmak
hang
{i} sarkma, asılış
hang
{f} asılı durmak
hang
{f} ipe çekmek, asmak, sallandırmak, idam etmek; asılmak, idam edilmek
hang
{f} kaplamak (duvar kâğıdı)
hang
{f} eğilmek
hang
(isim) sarkma, duruş, anlam, manâ, kullanış biçimi
hang
(fiil) asmak, takmak, sarkıtmak, kaplamak (duvar kâğıdı), ipe çekmek, sarkmak, asılı durmak, asılmak, bağlanmak, dayanmak, bağlı olmak, eğilmek, batmak
hang
{i} anlam

Anlamıyorum. Niye her zaman onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

Her zaman onunla niye takılıyorsun anlamıyorum. - I don't understand why you hang out with her all the time.

hang
hang asıl/as
hang
{f} sarkıtmak
hang
{f} asmak; asılmak, asılı olmak, sallanmak, sarkmak
hang
{f} batmak
hang
idam etmek
hang
{f} dayanmak
Englisch - Englisch
hang
to be undetermined or uncertain; to be in suspense; to linger; to be delayed

    Silbentrennung

    to be un·de·ter·mined or uncertain; to be in suspense; to linger; to be delayed

    Aussprache

Favoriten