Tom bir gezici satış temsilcisiydi.
- Tom was a traveling salesman.
Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor.
- Some people think the president spends too much time traveling.
Yaz tatillerimin dörtte üçünden daha fazlasını seyahat ederek harcadım.
- I spent more than three-fourths of my summer holidays traveling.
O, seyahat etmeye alışkındır.
- She is used to traveling.
Tom hava yoluyla seyahat etmekten kaçınmaya çalışır.
- Tom tries to avoid traveling by air.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.
- Traveling abroad is now more popular.
Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- Tom makes a living as a traveling salesman.
Bill'in babası bir seyyar satıcıydı.
- Bill's father was a traveling salesman.
... BERNI SEEFELD: This is the Earth traveling through space. ...
... PRESIDENT OBAMA: Well, four years ago when I was running for office I was traveling around ...