Ben şu anda bağlıyım.
- I'm tied up right now.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.
- Tom wrapped the package and tied it with strings.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.
- There are a number of fishing boats tied up at the dock.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
... they remain tied to more ancient ways of life. ...
... have energy on the earth? All of it tied to an equation half an inch long. ...