O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
Keşke daha özel olabilsem.
- I wish I could be more specific.
Tom belirli tarihlerden söz etmedi.
- Tom didn't mention specific dates.
Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum.
- I've heard that it is best to always feed your dog at a specific time every day.
Daha spesifik olmak için sana ihtiyacım olacak.
- I'm going to need you to be more specific.
Daha spesifik olur musun?
- Can you be more specific?
Bundan daha kendine özgü olmak zorundasın.
- You have to be more specific than that.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Özellikli bilgi istiyorum.
- I want specific information.
Hiçbir şey çok belirgin değildi.
- Nothing was very specific.
Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
- The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
Biraz daha açık olur musun?
- Could you be more specific?
O, onun tuhaf davranışı için özel bir açıklama yapmadı.
- He offered no specific explanation for his strange behavior.
Keşke daha özel olabilsem.
- I wish I could be more specific.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
... So here we see that I've got some specific ...
... And then we can even show country specific revenue. ...