Onun bir soygun gibi görünmesini istiyorum.
- I want it to look like a robbery.
Tom kesinlikle seksenin üzerindeymiş gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't look like he's over eighty.
Neyiniz var, Jane? İyi hissetmiyor gibi görünüyorsunuz.
- What's the matter, Jane? You look like you aren't feeling well.
Şu ikizler bezelyedeki iki tane gibi benziyorlar.
- Those twins look like two peas in a pod.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Ona benzemek istiyorum.
- I want to look like her.
Tom'a benzemek istiyorum.
- I want to look like Tom.
He loved him so hard that he loved all his whiskers off, and the pink lining to his ears turned grey, and his brown spots faded. He even began to lose his shape, and he scarcely looked like a rabbit any more, except to the Boy.