Genişletmek için yer yok.
- There's no room to expand.
Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.
- Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.
İş bu yıl % 50 oranında genişlemiştir.
- The business has expanded by 50% this year.
Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
- With work, we can expand our markets.
Tom işini büyütmek istedi.
- Tom wanted to expand his business.
He expands his business everyyear.
O, araştırmasını genişletti.
- He expanded his research.
Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
- University education is designed to expand your knowledge.
The expression {(x+1)}^4 expands to x^4 + 4x^3 + 6x^2 + 4x + 1.