Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Onun başvurusu reddedildi.
- His application was rejected.
Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
- The customer rejected everything that I showed her.
Jefferson bu fikri reddetti.
- Jefferson rejected this idea.