to be profitable for

listen to the pronunciation of to be profitable for
Englisch - Türkisch

Definition von to be profitable for im Englisch Türkisch wörterbuch

pay
{i} ücret

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

pay
{i} ödenek
pay
{f} (paid)
pay
{f} öde

Onun için ne kadar ödedin? - How much did you pay for him?

Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim. - I'll pay the money for your lunch today.

to be for
taraftar olmak
pay
karşılığını vermek
pay
maaş

Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir. - The pay is not adequate for a family of six.

Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir. - I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing.

pay
vergin
pay
yarar sağlamak
pay
ödemek

Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı. - Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary.

Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum. - I would like to pay with a credit card.

pay
kâr getirmek
pay
(Askeri) ÖDEME: Bir borcun tasfiyesi
pay
{f} para vermek

Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum. - I don't want to pay through the nose for a hotel room.

pay
{i} bedel

Özgürlük için bedel ödenmeli. - One must pay for freedom.

Bedelini ödemek zorundasın. - You have to pay the price.

pay
kar getirmek
pay
pay dirt işletme zahmetine değer mi
pay
{i} ödeme

O kadar fazla ödemeye param yetmez. - I cannot afford to pay so much.

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı. - He left the restaurant without paying.

pay
(fiil) ödemek, karşılığını vermek, para vermek, değmek, etmek
Englisch - Englisch
pay

It didn't pay him to keep the store open any more.

To be profitable
pay
to be profitable for

    Silbentrennung

    to be pro·fi·ta·ble for

    Türkische aussprache

    tı bi präfıtıbıl fôr

    Aussprache

    /tə bē ˈpräfətəbəl ˈfôr/ /tə biː ˈprɑːfətəbəl ˈfɔːr/

    Videos

    ... drill, when you want to produce, when it's most profitable for you. These are public ...
Favoriten