Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- The dog jumped over the fence into the garden.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Oğlu kayalıkların üstüne düştü.
- His son fell over the cliff.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Henüz her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till the fat lady sings.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Tom otuzun üstünde olmalıdır.
- Tom must be over thirty.
Tom'un sorunçıkaran günleri bitti.
- Tom's troublemaking days are over.
Lütfen doğum gününün bittiğini söyleme.
- Please don't say your birthday is over.
O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.
- She's making money hand over fist with the business she started.
Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.
- Exports in January were up 20% over the same period of last year.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
- I say the same thing over and over.
Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
- Tom overheard Mary talking about him.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
- You were supposed to read Chapter 14. That was your homework over the weekend.
Ben eminim Tom onun üstünden aşacak.
- I'm sure Tom will get over it.
O, başımın hemen üstünden gitti.
- That went right over my head.
Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun?
- Can you believe that October is almost over?
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
Onun dersi tamamen benim anlamayacağım kadar zor.
- Her lecture was completely over my head.
Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
- If you ask me, it's completely overblown.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.
- Tom had to write the report all over again.
Sanırım tekrar yeniden başlasak iyi olur.
- I think we'd better start over again.
Bu dersin bitmesine 10 dakika kaldı.
- This class will be over in ten minutes.
Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi.
- She said everything will be over between us.
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Tom her yere baktı ama gizli kapıyı bulamadı.
- Tom looked all over, but he couldn't find the secret door.
Aşırı güvenden sakınmalısın.
- You should beware of overconfidence.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.
- There are over 2,500 types of snakes in the world.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.
- My father traveled all over the world by air.
Haber kasabanın her yerine yayıldı.
- The news spread all over the town.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
Sanırım o artık bitti.
- I think it's over now.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Şuradaki yüksek binayı görüyorsun değil mi?
- You see that tall building over there, don't you?
Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.
- Kate stays in Izu over the weekend.
Tom kış boyunca kilo aldı.
- Tom gained weight over the winter.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
... done. But as a result, we have this twin challenge of over the long term a deficit that is unsustainable. ...
... activating over 400,000 Android devices every single day. ...