to be or to continue awake; to watch; not to sleep

listen to the pronunciation of to be or to continue awake; to watch; not to sleep
Englisch - Türkisch

Definition von to be or to continue awake; to watch; not to sleep im Englisch Türkisch wörterbuch

wake
{f} uyanmak

Yarın sabah erken uyanmak istiyorum. - I want to wake up early tomorrow morning.

Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım. - I have to wake up at 6:30.

wake
{f} ölünün başında beklemek
wake
(İnşaat) arkası
wake
(Bilgisayar) uyanma

Uyumaya git, Tom. Yarın sabah erken uyanmalısın. - Go to sleep, Tom. You need to wake up early tomorrow morning.

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı. - Jim didn't wake up until his mother woke him.

wake
kaldırmak
wake
uyanık

Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder. - A strong cup of coffee helps me wake up.

wake
canlandırmak
wake
uyandırmak

Seni uyandırmak istemedim. - I didn't want to wake you.

Amacım Tom'u uyandırmak değildi. - I didn't mean to wake Tom up.

wake
geminin suda bıraktığı iz
wake
harekete geçirmek
wake
sabahlama/iz
wake
{i} rüzgâr çıkması
wake
{f} anlamasını sağlamak
wake
(fiil) uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
wake
{i} dümen rüzgârı
wake
{i} sabahlama
wake
(isim) sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
Englisch - Englisch
wake
to be or to continue awake; to watch; not to sleep
Favoriten