Onlar ilk yarıda saldırıya geçti.
- They went on the offensive in the first half.
Biz düşman saldırısı nedeniyle geri çekildik.
- We recoiled from the enemy's offensive.
Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
- The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive.
Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
- We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
Biz iyi bir hücum takımı değildik.
- We weren't a good offensive team.
Onun kendini beğenmiş davranışı kırıcıdır.
- His smug behavior is offensive.
Onun kendini beğenmişliği kırıcı.
- His smug behavior is offensive.
Tom'un esprileri iğrenç.
- Tom's jokes are offensive.
Onun şakaları iğrenç.
- His jokes are offensive.
Zenci kötü bir kelimedir.
- Nigger is an offensive word.
The Marines today launched a major offensive.
Some feminists find pornography offensive.
He took the offensive in the press, accusing his opponent of corruption.
The army's offensive capabilities. An offensive weapon.
... So for example, when content is put up that's offensive, ...
... discover it's offensive and take it off. ...