to be misled in a jocular or teasing manner

listen to the pronunciation of to be misled in a jocular or teasing manner
Englisch - Türkisch

Definition von to be misled in a jocular or teasing manner im Englisch Türkisch wörterbuch

lend
ödünç vermek

Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın. - It is stupid of you to lend him your money.

Kirasını ödeyebilsin diye Tom'a parayı ödünç vermek zorunda kaldım. - I had to lend Tom money so he could pay his rent.

lend
{f} vermek

Kirasını ödeyebilsin diye Tom'a parayı ödünç vermek zorunda kaldım. - I had to lend Tom money so he could pay his rent.

Ona ödünç para vermek zorundaydım. - I had to lend to him money.

lend
ödünç verme

Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim. - I persuaded my mother to lend me her car.

Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok. - Tom doesn't have the courage to ask Mary to lend him her video camera.

lend
{f} (lent)
lend
{f} katkıda bulunmak
lend
dinlemek
lend
lend a hand yardım etmek
lend
iğreti vermek
lend
ödünç ver

Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen. - Lend me your dictionary, please.

Defterimi sana ödünç vereceğim. - I'll lend you my notebook.

lend
bu usule göre vermek
lend
borç vermek
lend
katmak
lend
eklemek
lend
lendlease i
lend
lend itself veya oneself to yardım etm
lend
eğreti olarak vermek
to be in
olmak

Planında olmak istiyorum. - I want to be in your plan.

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

Englisch - Englisch
lend

Don't get upset, I was just having a lend.

to be misled in a jocular or teasing manner

    Silbentrennung

    to be mis·led in a jo·cu·lar or teas·ing man·ner

    Türkische aussprache

    tı bi mîsled în ı cäkyılır ır tizîng mänır

    Aussprache

    /tə bē məsˈled ən ə ˈʤäkyələr ər ˈtēzəɴɢ ˈmanər/ /tə biː mɪsˈlɛd ɪn ə ˈʤɑːkjəlɜr ɜr ˈtiːzɪŋ ˈmænɜr/
Favoriten