Onunla evlenmek niyetindeydi.
- He intended to marry her.
Martyna ile evlenmek istiyorum.
- I want to marry Martyna.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti.
- Tom ended up marrying Mary after all.
Keşke benimle evlense.
- If only she would marry me.
Keşke benimle evlense.
- If only he would marry me.
Kızını benim gibi bir adamla evlendirmek ister misin?
- Would you want your daughter to marry a guy like me?
Kızını bir doktorla evlendirmek istiyor.
- She wants to marry her daughter to a doctor.
His daughter was married some five years ago to a tailor's apprentice.