Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Bizim aile bütçesi borçludur.
- Our family budget is in the red.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
The figures are going to be in the red this year.
... the red line than most of the folks with low fertility are to the left. So the average ...
... It's bright red. ...