Kız hasta görünüyordu.
- The girl appeared sick.
Görünen o ki kız başarısız oldu.
- She failed to appear.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
Bu kaçınılmaz gibi gözüküyor.
- This appears to have been inevitable.
Tom çok dindar gibi gözükmüyor.
- Tom doesn't appear to be very religious.