Englisch - Türkisch
Definition von to be in great fear, fear, stand in awe im Englisch Türkisch wörterbuch
- dread
- {i} dehşet
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
-The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
- dread
- {f} korkmak
- dread
- yılmak
- dread
- çok korkmak
- dread
- {i} ürkütücü şey
- dread
- korku nedeni
- dread
- korku
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.
-I had a dreadful dream last night.
Kedilerin su korkusu vardır.
-Cats have a dread of water.
- dread
- {f} korkuyla bekle
- to be in
- olmak
Tom'un yerinde olmak istemem.
-I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Planında olmak istiyorum.
-I want to be in your plan.
- dread
- korku hissetmek
- dread
- kötü
- dread
- {f} korkuyla beklemek
- dread
- sevmemek
- dread
- {f} ürkmek
- dread
- v.kork: n.korku
- dread
- korku hissi
- dread
- (fiil) korkmak, ödü kopmak, ürkmek; korkuyla beklemek; çekinmek
- dread
- {f} çekinmek
- dread
- huşu
- dread
- berbat
Bu sabah hava berbat.
-This morning the weather is dreadful.
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to be in great fear, fear, stand in awe im Englisch Englisch wörterbuch
- {v} dread
to be in great fear, fear, stand in awe
Aussprache
Resimler
Favoriten