Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.
- The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.
- The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.
- Gathering information is one of the essentials of travel.
Bir telgraf gönderdiğinde, kısalığı önemli çünkü her kelime için ücretlendirileceksin.
- When you send a telegram, brevity is essential because you will be charged for every word.
Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
- The dissemination of scientific knowledge is essential.
Dünyada bir birey için en elzem şey kendisini anlamasıdır.
- The most essential thing in the world to any individual is to understand himself.
Su yaşam için elzemdir.
- Water is essential to life.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Durumu anlamanız zorunlu.
- It's essential that you understand the situation.
Pyongyang ve Washington arasında bir tür uzlaşmaya varılması zorunludur.
- It is essential that some kind of compromise be reached between Pyongyang and Washington.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.
... just said it. That's the essential ingredient is a cat. ...
... dealing with that problem is absolutely essential. ...