Bunu hak etmek için ne yaptım?
- What did I do to deserve this?
O haklı olarak popülerdir.
- He is deservedly popular.
Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
Tom bir açıklamayı hak ettiğini hissetti.
- Tom felt that he deserved an explanation.
This argument deserves a closer examination.