Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.
- Young people are eager to go abroad.
Ken hevesli bir öğrenci.
- Ken is an eager student.
Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.
- They're eager to see you.
Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.
- Tom was eager to see Mary.
... and I'm eager to work with all up but America ...
... eager after the capped over ...