Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
- The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
- Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
- Repetition does not transform a lie into a truth.
Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
- This book will transform your life.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
- A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
İo, Zeus'un sevgililerinden biriydi ve onun tarafından bir ineğe dönüştürüldü.
- Io was one of the lovers of Zeus and was transformed into a cow by him.