to be ahead of others, e.g., in a race

listen to the pronunciation of to be ahead of others, e.g., in a race
Englisch - Türkisch

Definition von to be ahead of others, e.g., in a race im Englisch Türkisch wörterbuch

lead
{f} öncülük etmek
lead
{i} örnek

Örnek olarak liderlik etmeliyiz. - We should lead by example.

lead
{i} kurşun levha
lead
{f} yönetmek
be ahead of
(Dilbilim) öne geçmek
lead
{i} önde olma
lead
kalem kurşunu
lead
ikna etmek
lead
ara kablosu
lead
idare etmek
lead
götürmek
lead
tasma kayışı
lead
öncülük

Sen neden yolda öncülük yapmıyorsun? - Why don't you lead the way?

Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu. - Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.

be ahead of
önde olmak
lead
yol göster(mek)
lead
(Mühendislik) kurşun

Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür! - No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!

Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı? - Which is heavier, lead or gold?

lead
İpucu

A lead from an informer enabled the police to make several arrests.

Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok. - The police still have no leads.

Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti. - The police and the FBI pursued several leads.

lead
(Askeri) ÖNLEME MESAFESİ: Hareket halindeki bir hedefe isabet temin edebilmek için, hedefin ilerisinde seçilecek nişan noktası ile hedef arasındaki mesafe
lead
(sıfat) kurşundan yapılmış
lead
{i} (versatil kalem için) uç, min
lead
{i} önde gelme, başta olma, ileride bulunma
lead
(fiil) başında olmak, yol göstermek, öncülük etmek, önde gitmek, önderlik etmek, yönetmek, yönlendirmek, etkilemek, başı olmak, sürdürmek, sürmek, açmak (kartlarını), götürmek
Englisch - Englisch
lead
to be ahead of others, e.g., in a race
Favoriten