to attempt to find or get hold of an object by searching among other objects

listen to the pronunciation of to attempt to find or get hold of an object by searching among other objects
Englisch - Türkisch

Definition von to attempt to find or get hold of an object by searching among other objects im Englisch Türkisch wörterbuch

fish
balık

Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı. - The old man caught a big fish.

Geçen Pazartesi balık tutmaya gittim. - I went fishing last Monday.

fish
{f} avlamak

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

Ben biraz balık avlamak için bir hafta izin alıyorum. - I'm taking a week off to do some fishing.

fish
(deyim) derya kuzusu
fish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıklar

Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu. - Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.

Balıklar bugün ısırmıyorlar. - The fish aren't biting today.

fish
balık tutmak

Burada balık tutmak yasaktır. - Fishing is prohibited here.

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

fish
{f} balık avla

Tom, oldukça sık balık avlamaya gider. - Tom goes fishing quite often.

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

fish
içinde balık avlamak
fish
seren berkitmek
fish
balıkbal
fish
up veya out ile arayıp
fish
{f} balık tutmak, balık avlamak
fish
{f} denizden çıkarmak
fish
{f} tutmak

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

Burada balık tutmak yasaktır. - Fishing is prohibited here.

fish
ağız aramak
fish
for ile aramak
fish
(isim) balık
fish
{i} (çoğ. fish, değişik türler için fish.es) balık
fish
(fiil) tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak
fish
{f} araştırmak
fish
{f} balığa çıkmak

Tom babasıyla balığa çıkmaktan hiç keyif almadı. - Tom never enjoyed fishing with his father.

Tek istediğim balığa çıkmak. - All I want to do is go fishing.

Englisch - Englisch
fish

He was fishing for the keys in his pocket.

to attempt to find or get hold of an object by searching among other objects

    Silbentrennung

    to at·tempt to find or get hold of an ob·ject by search·ing a·mong oth·er objects

    Türkische aussprache

    tı ıtempt tı faynd ır get hōld ıv ın ıbcekt bay sırçîng ımʌng ʌdhır ıbceks

    Aussprache

    /tə əˈtempt tə ˈfīnd ər ˈget ˈhōld əv ən əbˈʤekt ˈbī ˈsərʧəɴɢ əˈməɴɢ ˈəᴛʜər əbˈʤeks/ /tə əˈtɛmpt tə ˈfaɪnd ɜr ˈɡɛt ˈhoʊld əv ən əbˈʤɛkt ˈbaɪ ˈsɜrʧɪŋ əˈmʌŋ ˈʌðɜr əbˈʤɛks/
Favoriten