Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.