to answer, return for answer, rejoin

listen to the pronunciation of to answer, return for answer, rejoin
Englisch - Türkisch

Definition von to answer, return for answer, rejoin im Englisch Türkisch wörterbuch

reply
{i} cevap

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum. - I can't reply your message immediately, for I can't type fast.

Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz. - Please write me a reply soon.

reply
{i} yanıt

Yanıtınız için teşekkür ederim. - Thank you for your reply.

O, kaba bir yanıt verdi. - He made a rude reply.

reply
(Askeri) CEVAP: Bir parolaya verilen cevap. Ayrıca bakınız: "challenge"; "countersign"; "password"
reply
{i} cevaba cevap
reply
(Askeri) parolaya verilen cevap
reply
karşılık

Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi. - Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.

reply
yanıt vermek
reply
yanıtlamak cevap vermek
reply
{f} (to) (-e) cevap/yanıt/karşılık vermek; to -i cevaplamak/yanıtlamak
reply
(Askeri) (AFTER CHALLENGING) KARŞI CEVAP (PAROLA SORULDUKTAN SONRA): Parolayı soran bir şahsın, parolayı aldıktan sonra, parola sorulan şahsa veya postaya kendisini tanıtmak için kullandığı gizli bir kelime veya özel bir ses. Ayrıca bakınız: "challenge and reply"
reply
(Bilgisayar) yanıtla

Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum. - I am happy to reply to your last letter.

Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum. - I do not want to reply to his letter.

reply
{f} yanıt ver

Mesajıma neden yanıt vermiyorsun? - Why don't you reply to my message?

Parola Dağ dır. Birisi dağ diyorsa, siz nehir diye yanıt verin. - The password is Mountain. If someone says Mountain, you reply River.

reply
cevapla

Onun mektubunu cevaplamalı mıyım? - Should I reply to his letter?

Lütfen teleksle cevaplayın. - Please reply by telex.

reply
(fiil) cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevap vermek

O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı. - Being too nervous to reply, he stared at the floor.

Bugün cevap vermek zorunda değilsin. - You don't have to reply today.

reply
mukabele etmek
reply
{f} karşılık vermek
Englisch - Englisch
{v} reply
to answer, return for answer, rejoin
Favoriten